2 Şubat 2009 Pazartesi

Yes Man

* İzlememişler dikkat bodoslama anlatıcam.

Jim Carry'nin son filmi Yes Man 3 yıl evvel kendisinden ayrılmış karısının ardından bunalımında yaşayan, zamanla içine kapanmış, kendini hayattan soyutlamış ve kendisine sunulan seçeneklere "hayır" demeyi farkında olmayarak huy edinmiş Carl adında bir adamın hikayesi. Film Carl'ın hayatını değiştiren, herşeye "evet" demeyi görev bilen bir tarikatın seminerine katılmakla başlıyor. Bu (herşeye evet demek) Carl için bir süre zor olsa da sonrasında pozitifliğin hayatı iyi yönde değiştirdiğine tanık oldukça herşeye, her teklife "evet" demekte bir sakınca görmüyor ve durumu abartıyor. Kişinin kendi kendisini koşullandırması durumunu Jim Carry çok iyi yansıtmış. Herhangi bir durumda "hayır" cevabını verdikten sonra yaşadığı panik duygusu, "muhakkak bir müsibet gelip beni bulacak" düşüncesi ile belayı üstüne çeken Carl, aynı durum karşısında "hayır"'ı "evet"'e çevirerek bilinçsiz biçimde olayları verdiği bu iki yanıta bağlıyor.


Film tabii ki sadece Jim Carry'den yani Carl'dan ibaret değil. Carl'ın patronu banka müdürü asosyal insan Norman'nın (norm) hayata karışabilmek adına verdiği saçma sapan ev partileri; nedir bunlar? Mesela Harry Potter tribute partisi, 300 Spartalı gecesi gibi... Norman (Rhys Darby) ve Carl'ın birbirlerine Norm ve Car (Kankalık emaresi) diye hitap etmelerindeki samimi olma çabası. Carl'ın berbat bir müzik grubu solisti olan Allison'a aşık olarak onunla sabahın bir körü jogging yapmak için çabalaması. (Bu arada Allison sabahları bir grup insana koşarak fotoğraf çekimi hakkında ders vermektedir. Koşarak fotoğraf çekebilmenin incelikleri denilebilir buna. Belirtmem gerekiyordu çünkü bu deli saçması bir durum).... Carl'ın Allison'a "evet" derken katıldığı seminerlerin herhangi bir etkisinin olmaması, Allison'nın semineri öğrenmesi ve Carl'ın kavga sonrasındaki tepkisi;

A:Uzak dur benden.
Emri almış Carl koşarak uzaklaşır. Sonra durur.
A: Daha uzağa... diye bağırır.
Carl gözden kaybolur. (Ben burada koptum)

Filmde Amerikan polisinin iyice kafayı sıyırdığını görebileceğimiz sahne; Carl'ın aynı zamanda (yaşama dahil olma) Korece öğrenmiş olması, soyadının Marx olmasa da adının Carl olması, İnternetten İran'lı bir hatunla tanışarak bir araya gelmesi, Organik tarımcıya kredi vermesi gibi detaylar Carl'ı terörist ilan ettikleri andır.

Filmde Jim Carry bungee jumping sahnesinde dublör kullanmamış ve olduğu gibi kendisi oynamıştır. Hatta kafa üstü telefonla konuşmuştur.



5 yorum:

cinar dedi ki...

Merhaba Burcu,
eğlenceli bir filme benziyor. Paylaşım için teşekkürler. Ben uzun zamandır iletilerime bakmiyordum. Aslına bakarsan aldiğim internet adresini bile unutmuş gitmiştim ta ki Evvel Zaman İçinde'nin hediye kitap projesi hayata geçene kadar. Adres olarak o ismi verince bir de baktim epey ileti birikmiş. Bunlardan biri de senin yazdığındı. İlgin için çok teşekkür ederim. Kitapları da filmleri de zaman buldukça tek bir blogda toplamayi uygun buldum sonradan. Çünkü asıl blogumu bilenler diğerine gidip de okumuyor gibi geliyordu :) Ama kitap konusunda blog ariyorsan sevgili Evvel Zaman İçinde ve Serap çok iyiler bu konuda. Ben yemeden içmeden kitap okuduklarından şüpheleniyorum :))
Sevgiler.

Sakli Bahce dedi ki...

izleyelim mi? vakit ayırmaya değer mi? beğendin mi?

Çilekli Pasta dedi ki...

bende izlemeliyim bu filmi merak ettim gerçekten.

Burcu SezeR dedi ki...

@Çınar; mesajıma geri dönüş yapman beni çok memnun etti. Teşekkür ederim.

@Sakli bakçe; izleyin tabii, herkeslerin fikri bambaşkadır.. Hatta tartışırız aramızda :)

esrakrc dedi ki...

son zamanlarda izlediğim en komik komedi filmiydi her anı gülücüklerle geçti bence izlenmeli :)