29 Kasım 2010 Pazartesi

Başlık bulamadım şimdi

Odamda oturup boş boş ortalığı izlerken gözüme uzun zamandır yazarım diyerek alıp oraya buraya koyduğum defterler gözüme çarptı. Ciddi çarpık bir el yazısına sahip olmama, kalem tutarken parmaklarımı çok fazla sıkmama rağmen yazmayacağımı bile bile defterler almamın amacını halen anlayamıyorum. Aynı şekilde asla amacı dahilinde bir ajandayı kullanmadım. Kullanmaya çalıştığımda ise “ne yazmışım acaba” yahut “benim bugün programım nedir?” diye dönüp asla baktığımı hatırlamıyorum. Ajanda insanın kendi günlük düzenini tutması için değil, başka birisinin sizin gündeminizi takip etmesi için olagelmiş bir gereksiz icad. Çünkü yapacağım herşey aklımda ve bunları unutmuyorum.

Çevremdeki insanlar liste yapıyorlar. Alışveriş listesi, tatilde gidilecek yerlerin listesi, bavul hazırlama listesi... O kadar çok liste varki çevrede dikkat ederseniz. Bazıları da “okula giderken şu şu kitabı almayı unutma” diye kendilerine not bırakıyorlar –ki o kişi hayatımın çok fazla dışında.

İnsan kendine not bırakır mı? Şimdi kendime birşeyler yazıp buzdolabının üstüne astığımı farzediyorum. Günde buzdolabı kapağını açma kapama sayımı da göz önünde bulundurursam o notu yazdığımı ancak günler geçtikten sonra farkedeceğimden adım gibi eminim.

*****

Bir süredir değişik değişik blogları okuyorum. Okuyorum diyorum ama yok öyle bir şey çünkü okunacak bir şey yazan kimse yok. Şöyle ki; blog dünyası moda çöplüğüne dönmüş. Denk geldiğim blogların %70’i yeni aldığı Prada ayakkabıları sergileme sevdasıyla küçücük popolarına giydikleri jeanleri ve kollarına taktıkları miu miu çantaların deli divane fotoğrafını çekiyorlar ve bunları blog haline getiriyorlar. Böylece bizim okumamızı gerektiren hiçbir halt olmuyor. Sadece bakıyoruz. Aynı duruş, aynı bakış, blogların 10. Sayfasından itibaren zıplarken, arkadan atılan bir bakış, bir bacak havada, ceket artık omuzda ama hep aynı bakışın yer aldığı “ artık farklı poz veriyorum” fotoğraflarına rastlıyorsunuz. Kalan %20’lik moda bloggerı belki de ünlü tasarımcı kıyafetleri alamıyor olsa gerek ki defile fotoğraflarını, ünlüler şunu giymiş bunu giymiş, pişti olmuş eteklerle kendilerini eyliyorlar. %10’nunun ise ne yaptığı belli değil bir garip eğlence içerisindeler. Demem o ki; artık blog okuyan yok. Bloglara şöyle bir bakıp kapatıyorum. Çünkü kimin ne giydiği kimseyi ilgilendirmiyor, hele ki beni hiç.

***
Tımarhaneye yatmaya karar verdiğim şu günlerde okuduğum kitapları anlatacak kadar akıllı hissetmiyorum kendimi,   bu sebepten son 1,5 ayda okunan kitapların fotoğraflarına bakıp dilediğinizi alıp okuyun derim ben. Merak ettiğiniz bir şey olursa bir seans size kitap hakkında düşüncelerimi anlatırım.