29 Mart 2009 Pazar
Taxi Driver
28 Mart 2009 Cumartesi
Filimadamı
25 Mart 2009 Çarşamba
Durgun
21 Mart 2009 Cumartesi
15 Mart 2009 Pazar
Kadın; Seçmek ve seçilmek
14 Mart 2009 Cumartesi
10 Mart 2009 Salı
Soğan böreği gibi beynim
7 Mart 2009 Cumartesi
Ella Elle L'A
Laisse tomber les filles
Dead like me - Life after death
5 Mart 2009 Perşembe
The boy in the striped pyjamas
4 Mart 2009 Çarşamba
Rachel getting married
Filmin buruk yanları kadar eğlenceli anları da vardı. Mesela Sidney ile kızların babasının bulaşık makinesine en çok bulaşığı en kısa sürede yerleştirme bahsi, yaşanan curcuna.
Film hareketli kamerayla çekilmiş, geneli yakın çekim ve sanırım arada el kamerası kullanılmış. Bu da filme inanılmaz bir doğallık ve sempati katmış. Bana kalırsa filmi seven kadar sevmeyen ve bunalanlarda olacaktır. Her kesime hitap etmediğini düşünüyorum.
Ve ayrıca; her telden soundtracklere sahiptir. Bayıldım dım dım...
3 Mart 2009 Salı
Güneşin Oğlu
Güneş tutulması ile değişime uğrayan emekli öğretmen Fikri'nin önce üniversite öğrencisi Ahmet, garson Burak, kiralık katil Murat, sonrasında Şair
Filmde Haluk Bilginer'in ağlaya ağlaya söylediği şu dizeler beni benden almıştır oturdum yazdım kelime kelime...
Aman kendini asmış yüz kiloluk bir zenci
Üstelik gece inmiş ses gelmiyor kümesten
Ben olsam utanırım bu ne biçim öğrenci
Hem dersini bilmiyor hem de şişman herkesten
İyi nişan alırdı kendini asan zenci
Bira içmez ağlardı babası değirmenci
Sizden iyi olmasın boşanmada birinci
Çoook canım sıkılıyooooo kuş vuralım istersen
Sonuç olarak güneş tutulması anında doğmuş kişiler güneşin oğlu ya da kızıdır ve ölümsüzdür. Ölen kişilerin yerlerine geçebilirler çünkü ruhları özgürdür.
Aranızda güneşin evladı olan var mı?
1 Mart 2009 Pazar
The Reader
"The Lady with the Little Dog"
Bu cümleyle başlamak istedim filmi anlatmaya. Anton Chekhov'a ait bir kitabın ismi.
Son zamanlarda o kadar güzel filmler varki sinema dünyasında heyecanlanıyorum ve hepsinden bahsetmek istiyorum.
2008'in en en iyi filmlerinden biri olan The Reader 'ın yönetmeni Stephen Daldry. Bernhard Schlink kitabından uyarlanmış filmin başrollerini Oscar kazandıran Hanna Schmitz rolü ile muhteşem insan Kate Winslet, Michael Berg karakterinin gençliğini canlandıran adını ilk kez duyduğum David Kross ve yine aynı karakterin yaşlılığını oynamış Ralph Fiennes.
1958 yılında Batı Almanya'da 20'li yaşların ortalarında olan Hanna'nın tesadüf eseri 15 yaşındaki Michael ile tanışmasıyla başlar film. Michael ilk cinsel deneyimini yaşadığı Hanna'ya aşık olur ve bu şekilde yaşamaya başlarlar. Zamanla Hanna Michael'dan ona kitap okumasını ister. Hanna kitaplarla sevinir, heyecanlanır, korkar, ağlar... Hanna asla kitap okumaz çünkü o ona kitap okunmasından hoşlanır.
Michael 16 yaşına bastığında Hanna hiçbirşey demeden çeker gider. Böylece Michael onu uzun bir süre görmez. Bu zaman zarfında Michael hukuk öğrenimi görmeye başlar. Yaşıtlarıyla beraberdir vs... Yapacağı meslek gereği dava izlemeye gittiği bir gün Yahudi soykırımı yapan Nazi gardiyanlarından 6 kadın arasında Hanna'yı görür. Ve film başladığı dakikadan itibaren sizi kucakladığı hüznü iki katına çıkartır şaşkınlığınızın yanında. Daha fazla anlatmak istemiyorum çünkü bana tüm filmi anlattığım içn kızıyorlar.
Film Batı Almanya'da geçmesine rağmen dilin İngilizce olması tek fiyaskoydu bana sorarsanız. Bu ayrıntı beni inanılmaz rahatsız etti. Fakat bunun dışında inanılmaz etkileyici ve akıllardan silinmeyecek bir film ve bir Kate Winslet idi.