19 Ocak 2012 Perşembe

Marilyn Venüs'ün Son Gecesi



Nazlı Eray'ın okuduğum ilk kitabı. Tanışmamız bu kitaba kısmetmiş.

Kitap bir tv programı ile başlıyor. Kahramanımız uyuyamayınca televizyonu açarak sevdiği show programını izlemeye başlıyor ve konuk olarak kanlı canlı Marilyn Monroe'nun olduğunu görüyor. Marilyn tüm muhteşemliği ve gerçekliği ile karşısında kendisine yöneltilen soruları yanıtlıyor. Tüm ülkeden mailler yağıyor programa. Herkes gerçekten de intihar mı ettiğini yoksa kurnazca işlenmiş bir cinayete mi kurban gittiğini öğrenmek istiyor. Kahramanımız da öyle.

Kader Ankara'da bir eve yönlendirir kahraman kişisini. Eve gittiğinde karşısında Marilyn'i görür. Meryem adıyla. Sonra her sabah o eve uğrar. Bu arada kitapta JFK ve RFK hakkında detaylı bilgi verilir. Marilyn'nin ölümü sonrasında bir çok kişiden bilgiler aktarılır. Ve kişide deli gibi araştırma isteği uyandırır.

Nazlı Eray'ın kitabının anlatımı, konu dizgisi çok zorlama olmuş bana kalırsa -ki eleştirmek asla haddim değil. Fakat olay çizgisinin defalarca ve defalarca tekrarlanması, karakterin heyecansız yapısı. Taksi Şoförünü heyecan konusunda dışarıda bırakıyorum tabi. Seni Seviyorum pastanesinde geçen diyologlar, klon olduğunu idaa eden prof. çok açıkta kalmış karakterler ve mekanlardı. Meryem'e aşık olan genç ise kitapta olmasına gerek olmayan bir karakter. Yazar gerçek olayların üzerinden bir hikaye oluşturmuş fakat gerçekten de basit kalmış bir hikaye.

Peki bu kitap bana ne kattı? Hemen söyleyeyim; JKF (1991) gibi şahane bir filmi izlememe neden oldu. Norma Jeane Baker'ın Marilyn Monroe olma yolunda ilerlediği şahane biyogrofilerine sahip olmamı sağladı. Bu sebeple her zaman hatırlayacağım bir kitaptır.

Kitabın fantastik olduğunu söylemiş miydim?