23 Ocak 2009 Cuma

Araf

Elif Şafakım'ım bana en abes ve itici gelen kitabı Araf'tır. Diğer tüm kitaplarında hissettiğim heyecan Araf'ta yoktu. Beni hayal kırıklığına uğratan Araf'ı elinize alıp baktığınızda kapak resmindeki çikolatalara ağzınız sulanabilir. Bu hevesle sayfalara karışmayı arzu edersiniz. İşte ben bunu beceremedim. Yabancı bir ülkede yaşamanın güçlüklerini ana kahraman Ömer Özsipahioğlu'nda gözlemleyemedim. Fakat yan kahraman Fas'lı Abed ve yaşamı benim için çok daha fazla merak edilesiydi. Bulimia nervosa olan Alegre'nın ailesi, günlük yaşamı, terapileri, yiyeceklere bakış açısı kocaman bir kitap konusu oluşturabilirdi. Alegre'nin sevgilisi Piyu, Tedirgin Ruh Çikolata dükkanı, Abed'in annesi, Abed'in geride bıraktığı sevgilisiydi beni heyecanlandıran... Öyle ki günümüzde çok sık rastlanan ölüm takıntılı Gail (Ömer'in karısı) ve alkol bağımlısı, kendini bilmez Ömer inanılmaz sıkıntı verdi bana okurken... Bu yüzden kitabın sonu da beni etkilemedi. Kitap bittiğinde ben yarım kaldım. Sevdiğim karakretler yarım kaldı. Oysa bir Bit Palas, Pinhan, Şehrin Aynaları, Baba ve Piç, Siyah Süt, Mahrem öyle miydi? Mutlak bir iki gün sorgulama yaptırırlar insana kendi içinde.

Bunların dışında anlatım güzelliği, cümle kurum tekniği ve her zamanki Elif Şafak'ın yaratıcı kelimeleri emrinize amadedir.

Hiç yorum yok: