29 Kasım 2008 Cumartesi

Yürüyen bandlarla karayolundan karşıya geçmesi beklenen insan

Bu vahim ve dünyanın en gereksiz olayı şu haberden öğrendiğim kadarıyla İzmit'te yaşayan biz zavallıların başına gelecekmiş. Her geçen gün İstanbul'un küçük bir kopyası haline getirilmeye çabalanan şehirime bir de yürüyen band konacakmış. Bu son yapılanmaya "gösteriş merakı" ndan başka diyebilecek bir şey bulamıyorum. Daha önce de belirtmiştim evvel bir yazımda üst geçit çalışmalarının ne vahim bir durum olduğunu. Şimdi o zaman yapılan üst geçitleri yıkıp zannederim yürüyen üst geçit koyacaklar. Eh lale mevsimi geçtiğine göre millet tedirgin, şehirde bir halt olmuyor diye... Zaten belediye ne zaman başladığını unuttuğum lanet bir yol yapmakta De-yüz karayoluna. Canımıza ot tıkadı nefret ettik yolculuk yapmaktan. Bu yapılanmaya baktıkça "ne zengin bir şehiriz biz ulan oh gelsin yollar gitsin alışveriş merkezleri" tribime bir de yorulmadan geçeceğim boğaz köprüsü manzaralı üst geçidim olacak... Geçitten indikten sonra itiş kakış balık istifi minibüse binip eve gideceğim. Çünkü sayın yöneticiler İzmit'in en büyük gereksiniminin bir adet yürütmeyen üst geçit olduğu kanaatindeler...

Haberin birkısmı şöyle; " Ekonomik krize rağmen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi daha önce planladığı ve İzmitlileri sahilden ayıran D-100 Karayolu’nda karşı geçişi rahatlatacak üç ayrı noktaya konulacak üst geçit inşaatını sürdürüyor. Bunlardan biri boğaz köprüsü şeklinde olacak. Yayalar yürüyen bandlarla karayolundan karşıya geçecek."


Şehrimin keşmekeş İstanbul'a benzetilmesini istmiyorum.

Çevrede her yaz lale görmek istemiyorum.

Benzin ucuzladığı halde minibüs fiyatlarına zam gelsin istemiyorum.

2 adımda bir alışveriş merkezi kurulmasına müsaade etmenizi istemiyorum.

Denizi doldurup park yapmanızı istemiyorum. Bunun yerine denizi tertemiz yapmanızı istiyorum.

Buna göre Kocaeli Belediyesi mensuplarının bir an önce ceplerinde lale soğanları ve yürütmeden geçiren bandlarıyla şehri terk etmelerini talep ediyorum.


5 yorum:

owl dedi ki...

kesinlikle katılıyorum sana. her akşam yol çalışması yüzünden beş dakikalık yolu yarım saatte geliyorum. trafik berbat resmen kelle koltuk araba kullanıyoruz. sevgiler...

içimden geldiği gibi ~~~ dedi ki...

ne garip haber bu ?? herşey bitti sanki bu kaldı ??

Malla dedi ki...

Umarım bu çok modern!! şehircilik anlayışıyla, minibüslere binebilmek için 5 durak öteye ulaşabilmenin de bir yolunu bulurlar.Bu zihnisinir projeleri çok düşünüyorlar mı acaba!!...

Dilek dedi ki...

İki ayağınız olduğu ve yürüyebildiğiniz için çok şanslısınız, ama bunu yapamayanlar ve yaşlılar için yürüyen bant, merdiven ya da asansör bir lüks değil İHTİYAÇTIR. İzmit'de sizden başkaları da yaşıyor ve sizinkilerden farklı gereksinimleri olabilir. Farklı açılardan da düşünebilseydiniz keşke...

Ayrıca sürekli duyduğum "herşey bitti bu mu kaldı?" lafları beni çileden çıkartıyor, Türkiye'deki her insana uyan bir öncelik sıralaması yapılana kadar hiç bir iş yapılmasın o zaman.

Faruk Gümüş dedi ki...

Ben de Dilek'in yorumuna katılıyorum.Her insanın isteğine göre iş yapılsa zaten ya işler hiç bitmezdi,ya da hiç bir iş yapılamazdı.Bir de ben burda amacın üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu düşünüyorum.Zaten bu düşünceyle hiçbir iş yapamayız biz.Demokrasi demek her insanın düşüncesine saygı demektir.Eğer insanlar "üst geçide yürüyen bant yapılmış,aa ne güzel,hemen oyumuzu bunlara verelim" deyip oylarını değiştireceklerse bu insanlar için A ya da B nin yönetmesinin hiçbir önemi yok.Koyun için çobanın kim olduğu hiç fark etmez.