28 Temmuz 2007 Cumartesi

Kavanozumdaki Sekizinci Cüce


Geçen haftasonu aklımdan öylesine geçirdiğim "yahu ne zamandır şöyle mıncıklanası bir bebekle karşılaşmadım. Birileri doğursa da sevsek" dileğimi anında hayata geçiren Allah babaya teşekkür ederim. Minibüse bindiğim anda gözgöze geldiğim ve adını camgöz koyduğum Pamuk Prensesin bir tanesine daha tahammül edemeyeceğim diyerek dışladığı minik cüceyle mıncıklaştım.

Herşeyin küçüğü güzel derler ya atalarımız...cidden hak vermek lazım gelir... camgöz dışında bir de Rihanna fanı Ateşoğlan var ki görmek yetmez yaşamak farzdır. Ayağınızla tempo tutmak zorunda kalabilirsiniz bu bakımdan önce Umbrella şarkısını ezbere bilmenizde yarar var. Ortak konu bulmak zor olabilr :)






Bebecikler dışında bu sabah zor da olsa o beklediğim shutdown gelmiş bulunmakta...İnanılmaz özgür hissediyorum. Sabaha karşı bir sigara içmek, hem de olağan güneşe merhaba partisi için banklara oturdum...


Güneş altın rengi sıvısını dünyaya höykürdüğü vakit yalnız olmadığımı ve minik kuşun da benimle birlikte ayine katılmaya karar verdiğini anladım... Kulaklıklarımı çıkarttım ve kablolardan çıkıveren Opus Life is Live diyerek heyecanımıza heyecan kattı, Tanrı ise mesajını altın renginde yaymaya başladı...




Sonrasında gümüşi bir renk aldı her yan... Zannettim ki yolun sonuna geldik, kapı aralandı ve ben artık gidiyorum... Etrafta kimsecikler yoktu... Giderken en iyi hangi fon müziği iyi olur diye bir iki dakika düşündükten sonra -ki bu seçim hepsinden zordur, Rammstein-Sonne'de karar kıldım...Yürümeye başladım...



Ey Tatil!..

Fukara tatil!..

Gözün çıksın olur mu?

Hiç yorum yok: