23 Temmuz 2007 Pazartesi

Bir Kritik Yönetmen

Gece gece aklıma düştü Reha Erdem. Kıyıda köşede kalmış, kendi halinde, orjinalliği ikinci ismi olarak bellemiş, benim için çok ünlü yönetmen... 1960 İstanbul doğumlu Reha (Reha diyebilirim değil mi? bkz:otisabi). Galatasaray Üniversitesi'nde 1095 gün tarih okuduktan sonra, sinema okumanın daha mantıklı olacağını düşünmüş olmalı ki Paris VIII Üniversitesi'nde bu ereğini de gerçekleştirmiş. Sadece okul okumakla olmaz bu işler, uygulamalı da çalışmalı... Okuduğu zaman zarfında Fransa'da üç adet kısa film çekmişliği var. 1990 yılından şu ana kadar reklam yönetmenliği yapmakla kalmıyor efendim, dünya standartlarında filmler döşüyor söylemesi ayıptır.
Daha henüz tanıyamadınız değil mi? Diyorsunuz ki kim bu Reha Erdem? Hangi filmleri çekmiş ki Melinda anlatıyor duruyor?
Bir göz gezdirelim o halde... (Belki bir gün bir reklam filminde durakta oturan 4. kız rolünü verir bana da kameraya el sallarım)



1996 - A Ay

Bir türlü bulup da izleyemediğim Reha filmi. Başrollerini Yeşim Tozan, Gülsen Tuncer'in paylaştığı 1988 (1996 vizyon tarihidir) siyah beyaz bir dramdır.



Başrollerini Taner Birsel, Bennu Yıldırımlar, Zuhal Gencer Erkaya, Ali Düşenkalkar'ın paylaştığı Kimine göre bir Dram kimine göre gerilim (-ki ben gerim gerim gerildim) filmidir. Reha Erdem'in gerçek hayatın ta kendisini sunduğu sahneler hepimizin başına gelebilecek durum ve akabinde sergileyebileceğimiz davranışları özetler. Adım adım insanın değişimi, statü atlaması, yer yer zenginliğin getirdiği rahatlık yahut gerilim, bir sırrı saklamanın zorluğu...Toplumun paraya bakış açısı...vs...İzlenmesi farz filmlerdendir bence. Taner Birsel oyunculuğu ile 21. Siyad Türk Sineması Ödül töreninde en iyi erkek oyuncu ödülünü evine götürmüştür.



Benim en çok beğendiğim (şimdilik) Reha filmidir. Bana kalırsa muhteşem bir kurguya sahiptir. Ali Düşenkalkar, Işıl Yücesoy, Köksal Engür, Şenay Gürler isimlerini barındıran, İnsan anatomisini temel alan ve bunu düşünce ve davranışlar ile harmanlayan, izleyene keyifli anlar yaşatan, çekim kalitesi, dekor ve kostüm tasarımı enfes olan, hiç dikkat etmediğiniz durumları farkedeceğinizi umduğum filmdir . Zannediyorumki Reha'yı bu kadar fazla ödüle boğması boşuna değildir.

Ağır Spoiler içerir
Ali, geçirdiği bir kaza sonucu hafızasını kaybeder. Çevresindeki herkes, kendilerini Ali'nin kafa karışıklığı ile gelen bir karmaşanın içinde bulurlar. Elden ele dolaşan, sahibini arayan değerli bir yüzük, uzak bir hırsızlık hikâyesi ve yalan bir polis soruşturması da işin içine girince İstanbul'da bir mahalle halkı entrikalarla başbaşa kalır.
Spoiler bitti, rahat


2006 - Beş Vakit

Belki de şimdi hatırlayabildiniz Reha Erdem'i. Bu son film ile Türkiye'yi ayağa kaldırdığını düşünüyorum. Alışılmadık bir durağanlık, izleyiciyi konudan kopartmamayı başaran, doğanın tüm güzelliklerini gözlerimizin önüne seren, film sonunda aklımızda çok farklı düşüncelere zemin hazırlayan, boşrollerini Özkan Özen, Ali Bey Kayalı, Elit İşcan isimli üç çocuğun paylaştığı bir bir köy öyküsü...
Spoiler, hazır ol!

Sırtını yüksek kayalıklara dayamış, yüzünü yüce bir denize dönmüş, etekleri zeytinliklerle süslü küçük fakir bir köy.
Köyün sakinleri sert bir coğrafyayla başa çıkmak için uğraş veren, sade ve çalışkan insanlardır. Yiyeceklerini, günü gününe, topraktan ve besledikleri az sayıdaki hayvandan çıkarırlar.
Çevrelerindeki hayvanlar ve ağaçlar gibi kendilerinin de gelip geçici olduklarının bilgisini taşırlar. Bu yüzden ağırbaşlıdırlar.
Toprak, hava ve suyun, gecenin, gündüzün ve mevsimlerin ritmine göre yaşarlar.
Zaman her gün ezan sesiyle beş ayrı vakte bölünür. İnsana özgü bütün olaylar her gün bu beş vakit dilimi içinde yaşanır.
Yetişkinler büyüklerinden gördüklerini çocukları üzerinde devam ettirirler. Sevgilerini beceriksizce gösterip, dayağı cennetten çıkma sayarlar. Babalar daima oğullarından birini ötekine üstün tutar. Anneler kızlarına acımasızca buyurur.
Çocukluktan gençliğe geçen, 12-13 yaşlarında üç çocuk Ömer, Yakup ve Yıldız bu beş vakitli filmde, köy sakinleri arasında öne çıkar.
İmamın oğlu Ömer umutsuzca babasının ölmesini diler. Sadece dilemekle onun ölmeyeceğini anlayınca babasını öldürmek için çocukça yollar aramaya koyulur. Suçluluk dolu düşüncelerini arkadaşı Yakup'la paylaşır.
Öğrenciler köyün tek sınıflı okulunda öğrenim görür. Aileler, genç bir kadın olan öğretmene minnettarlıklarını evlerinde pişirdikleri ekmeği, koyunlarının sütünü hediye ederek gösterirler.
Yakup öğretmenine aşıktır. Suçluluk dolu düşüncelerini arkadaşı Ömer'den bile gizlemeye çalışır. Bir gün babasını öğretmeni gözetlerken görünce o da Ömer gibi babasını öldürmeyi aklından geçirir.
Yıldız hem okula devam eder, hem de annesinin üstüne yıktığı işlerin üstesinden gelmeye çabalar. Küçük bir bebek olan kardeşine annelik etmeye çalışır. Bir taraftan da kadınlarla erkekler arasındaki ilişkinin sırlarını irkilerek öğrenir.
Beş vakit geçer.
Çocuklar öfkeyle suçluluk arasında gidip gelerek, ağır ağır büyürler.
Ömer babasını öldürmekten vazgeçer.
Sevgiyle nefret arasında sıkışmış, çaresiz ağlar.

Spoiler, bitti
28.Siyad Türk Sineması Ödülleri, 2006
En İyi Senaryo Ödülü


En İyi Senaryo Ödülü
En İyi 3. Film


En İyi Yönetmen
Onat Kutlar En İyi Senaryo Ödülü


Jüri Özel Ödülü
En İyi Senaryo

2 yorum:

Neo dedi ki...

A Ay'ı halen bulamadıysan, söyle, kopyalayıp kargolayalım hemen :)) maksat reha erdem'i tamamen sindirebilmek...

Burcu SezeR dedi ki...

Bulurum ben...Dünya küçük.