4 Mart 2009 Çarşamba

Rachel getting married

*Spoiler


Rachel getting married 2008 yılı yapımı Jonathan Demme filmi. İzlemem gereken çoğu filmden daha ön sıralara geçmesinin tek sebebi ise saçları bir hayli kısaltılmış, elinde sigarası ve melankolik hali ile bir bağımlıyı canlandıran Anne Hathaway. 9 ay boyunca rehabilitasyon merkezinde kalan ve bu süre sonunda eve dönen Kym, kardeşi Rachel'in düğününe yetişir.

Kym bir esrar ve hap bağımlısıdır ve ailede davranışı yüzünden güven sarsmıştır. Düğün arifesi sebebi ile ev kalabalıktır, düğün kutlaması yapılır.Yemekler yenir, şarkılar söylenir ve herkes teker teker Rachel ve Hawai'li Sidney hakkında konuşur, hikayeler, anılar anlatır. Bu durum zarfında Kym yine herkesten farklı hisseder. Dışındadır herşeyin. Asiliği ve farklı hissetmesi yüzünden belki de sevilmeyen birisidir. Bunun ezikliğini hisseden Kym'nin düğün yemeğinde Rachel için yaptığı konuşma beni çok etkilemiştir.

Anne babasının boşanmış ve her ikisinin de başka kişilerle birlikte olması Kym'in deyimiyle işlevsiz ailesi içerisinde istenmeyen ve horgörülen Kym, bunun yanında onu sevmeyen abla ve anneye fakat kızlarına deli olan dehşet bir babaya sahiptir. Baba her daim orta noktayı bulma derdinde maymun olan tiplerdendir fakat bu durum asla yeterli gelmez çünkü Kym sevilmediğini ve kabul görmediğini benimsemiştir. İstenmediğinden ise tamamen emindir.

Bunlar olurken düğün esas kızımız için felakete dönüşür. Kardeşinin bulunduğu arabayla kaza yaparak onun ölümüne neden olan Kym için mutsuzluk yalnızlığına saklanmıştır. Her daim yaptığı hatayı yüzüne vuran bencil ötesi ablası Rachel'ın sadece kahrolası düğününü düşünmesi ve Kym'in varlığından büyük rahatsızlık duyması da Kym'in hayatını çekilmez kılar. Bazı bazı gözyaşlarına boğulmuş Anne Hathaway bunu bize çok güzel bir oyunculukla gösteriyor. Böylesi bir performans beklemiyordum kendisinden itiraf etmem gerekirse.

Filmin buruk yanları kadar eğlenceli anları da vardı. Mesela Sidney ile kızların babasının bulaşık makinesine en çok bulaşığı en kısa sürede yerleştirme bahsi, yaşanan curcuna.

Film hareketli kamerayla çekilmiş, geneli yakın çekim ve sanırım arada el kamerası kullanılmış. Bu da filme inanılmaz bir doğallık ve sempati katmış. Bana kalırsa filmi seven kadar sevmeyen ve bunalanlarda olacaktır. Her kesime hitap etmediğini düşünüyorum.

Ve ayrıca; her telden soundtracklere sahiptir. Bayıldım dım dım...

Hiç yorum yok: