Bana karşı muhteşem ve eksiksiz hatta katı bir biçimde işleyen insanın uyguladığı fakat; başka insanlara karşı yine insanoğlunun uyguladığı gayet gevşek olan adaleti...
Hani çoğumuzun adaletli gibi gözüküp de aslında sizin aleyhinize olan durumlarda verilmiş karar sonrasında çektiğiniz isyan bayrağı vardır ya işte o bayrak bir süre için havada kalmalı, sonra inmeli... Çünkü dünya üzerinde kişilerin birbirlerine adalet adı altında takındıkları tavır ahirette tırnağımın ucu kadar dahi değil. Ben Allah'ın adaletine inanırım... Ve Allah'ın onlara uygulayacağı adalete... "Allah adil olanları ve adaletle davrananları sever."
Çünkü;
Rabbinin sözü, doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (En’am Suresi Ayet 115)
Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), kötülüklerden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp-düşünürsünüz. (Nahl Suresi Ayet 90)
3 yorum:
hani adalet dedin ya...
sen de bilirsin,
adalet dendiğinde hemen aklımıza eşitlik kavramı gelir.
kadını erkeği, uzunu kısayı, fakiri zengini eşitlemek arzusuyla dolar taşarız.
dolmak iyi belki ama taşarız biz.
bir ceviz ağacının altına uzansak
hemen cevizle ceviz ağacını kıyaslar,
yanımızda ki halinden memnun kabağın durumuna üzülür.
adil olmadığını düşünüp, ağaca kabağı yakıştırır, cevizi bir kökene bağlayıp uyumaya devam ederiz.
taa ki kafamıza bir ceviz düşene kadar.
ne kadar manidar , ne kadar veciz bir uyarıdır kafaya düşen ceviz.
uyanabilene.
genelde biz uyanmak için daha büyüğünü tercih ederiz.
(bloguma da yazacağım bu yorumu haberin olsun.)
bir konuyu bloğuma yazayım dediğimde anten dönüyor netlik kayboluyor.
ama başkasına yazarken sinyal tavana vuruyor.
hani dersini başkasına anlatırken eksiklerini farkeder ve tamamlar ya insan.
sanırım öyle oluyor.
:)
Yorum sonunda söylediğin şu parantezin içinde kalakalmış anafikir olarak uygundur. Blog adaletini düşündüğümüzde paydalar eşitleniyor.. Yani insan başkasına gidip de orada yediği yemek ile aynı yemeği evinde yediğinde aldığı tat adla aynı olmuyor...
Gibi... -mi?
blog adaletini anlamadım da,
verdiğin örnek harika
hatta bu örnekten bir kazak ördürebilirim.
ama blog adaletini bozar mı bilmem :)
hakikaten yemeği ben yaptığımda pek keyif alamıyorum.
diyorum pek iyi olmadı mı acaba?
ama bakıyorum kimsenin önünde gram bi şey kalmamış.
hızını alamayanlar parmaklarını tuzluyorlar.
sonra iltifatlar gırla gidiyor.
tarife ilişkin sorularla geliyorlar üzerime.
tarif yok doğaçlama bişeyler yaptım diyerek soruların önünü beri alıyor,
merakları iyice kabartıyorum...
....
evet abartıyorum :)
sonuç:
sen benim blogumu pişir ben seninkini.
ayar kaçsın form bozulsun.
iki manken de eksik oluversin ne var?
Yorum Gönder