28 Mayıs 2007 Pazartesi

Hayal Etmeyi Bildikçe; Hayal Güzeldir

Kabullenmek çaresizce...İç acıtıcı...Her kelime...Lavların içine atılmış, kavrulup giden...Gözlerde vedanın verdiği acının saklanmaya çalışılması, kırık dökük bir gülümseme...

"Ve sen ben değirmenlere karşı
bile bile birer yitik savaşçı
akarız dereler gibi denizlere
belki de en güzeli böyle..."

Kulağımda bugün belki de bilmem kaçıncı kez dinlediğim şarkı...İnsan elinde tutamıyor zamanı...

"zaman düşer ellerimden yere
oradan tahtaboşa
saatler çalışır izinsiz
hep bir sonraya"

Herşeyin bir sonu vardır der Azrail...Pis gülümsemesini ağzımın içine sokar...Beni öpüşmeye zorlar...

Sonra kemanlar çalmaya başlar...İnceden...değiştirerek tınısını...

Ayrılık şarkıları vardır hep...Dillerinde...Parmaklarının ucunda...

"uçurtma uçar sözlüğümden
gelmeyecek bir kuş
yaşanmamış kırıntılar
sadece bir düş"

Herşey beyinde başlar...Sonra biter...Gidenler de hiç gelmez...Ne zaman geldiler ki? İnanç adı altında ahiret denir buna...Kimse tanıyamaz orda birbirini...Oysa ki bir umuttur...Orada, görüşmek...Öpüşmek, koklaşmak, mutluluktan ağlamak...

Bak yine kemanlar çalmaya başladı...

Sonra....İleriye bakarsın...Daha uzağa daha uzağa en uzağa....

Kabul edersin...Sensizliği...Zamansızlığı...Başını öne eğersin...Gözlerin yaşarır...Dudakların büzülür...Yalnızlık kahpelik yapmaya başlar...

"ve sen ben değirmenlere karşı
bile bile birer yitik savaşçı
akarız dereler gibi denizlere
belki de en güzeli böyle..."


Çaresiz gözlerin kapanır......

Düşlere dalınır...

Yerin yedi kat altındaki periler ülkesinde...

Hiç yorum yok: