23 Haziran 2008 Pazartesi

Sevgili blog okuyucusu yahut yolu bu sayfaya düşmüş ademoğlu, sabahın en erken saatlerinde çalışmaya başlamış olan sinir boşaltım mekanizmama bir küçük düğüm atarak yollayacağı zarfı yalayan bir kişinin karşısında deli divane gülmeye başlamamın tek sebebidir George Costanza'dır. seinfeld denildiğinde ilk aklıma gelendir yuvarlakları bol kelimelerden oluşan isim. Kendisine göre yönlendirmeye çabaladığı hayatı, buna istinaden başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelenlerin 2 katından 15 fazla olması. İlişkiler konusunda tam bir basiretsizlik abidesi olması vs...


Her neyse işte, sözün geleceği yer aslında şurası; muhteşem George nişanlanır ve iş çığrından çıkar. Tabi George kişisi paniklemeye, korkmaya ve yanlış bir karar verdiğini kendine inandırmaya çabalar. Bu konuda atak geçiriri vs... Tabi bunların hepsi evin dışında olan durumlardır. Eve geldiği andan itibaren sevgili, ilgili nişanlı triplerine girer ve bir türlü bu işin olamayacağını hatuna söyleyemez. Kendini yer bitirir. Davetiyeler basılır, doludizgin sona yaklaşılmaktadır. Yine bir gün eve geldiğinde nişanlısının öldüğünü görür. Nişanlı kişisi zarfları yalarken, zehirlenerek ölmüştür. Yine dört ayak üstüne düşen George üzülmek yerine sevinmiştir ve evlenmekten kurtulmuştur. En çok bu duruma gülmüştüm bu dizide...
İşte sabah sabah yüzümü güldüren yeğane düşünce buydu.
George Costanza..

Hiç yorum yok: