Pazartesi günü Değirmendere'den İzmit'e dönüşümde pek sevgili belediyemiz Hastane yolu durağı üzerindeki üstgeçidinin yarısını yıktığından minibüsten bir önceki durak olan Real'de inmeye karar verdim. Amacım biraz alışveriş yapıp öyle evime gitmekti. Ben üst geçide yaklaşmaya başladığımda bir hareketlilik gördüm geçitte. Vinç, kamyonlar, işçiler vs... Evet! Belediyemiz üst geçidi yıkıyordu. Bununla ilgili ne "çalışma yapılmakta" tabelası ne de "dikkat" tabelası vadı çevrede. Konu yoldan [E-5 diyoruz biz buna] karşıya geçmek için bir adet yan yol, bir adet demiryolu, iki adet de anayol geçmek gereklidir. Yolları birbirinden ayıran bariyerler ise insanı felakete sürükleyecek cinsten betondur.
Kendime bir karşıya geçiş planı yaptktan sonra ilk önce demiryolundan geçtim. Yanımda da lazdan bir teyzeyle beraber. Konuşmasından pek bir şey anlamadım fakat bana poz vermekten de geri durmadı asla :)
Tren durağından yola inebilmemiz için dâhi belediyemiz bir adet sallanan tahta merdiven inşa etmiş. Bu merdivenleri düşmeden inmeyi başarırsanız size bir de delik açmışlar demir parmaklıklardan. Ama önce merdiveni başarıyla inerek tüm puanları jüriden toplamanız gerekiyor. Dikkat yani!
Diyelim ki; demir parmaklıklardan da geçmeyi başardınız ve alkışı hakettiğini düşündünüz fakat hiç ses yok etraftan. Tabi olmaz. Çünkü daha vinç ile kamyonun arasından geçerek anayol kenarına ulaşmanız gerekmekte. "Nasıl olur?" demeyin. Önemli olan şey; vincin üstgeçit trabzanlarını sökerek kamyona doldurması sırasında parmaklıkların sizin kafanıza düşmemesini sağlamaktır. Bu nasıl bir rezilliktir? Ne bir iş güvenliği ne çevredeki insanların can güvenliği, hiçbir şey yok. Tamam geçtiniz mi bu etabıda? Nihayet sizin gibi yarışın bu bölümünü tamamlamış grup arkadaşlarınızın yanına ulaşabildiniz. Tebrikler! Şimdi ikinci bölüme yani "karşıya geçemeyen ölsün" oyununa geldik. Önce karşı kıyıdan gelen rakiplerimizi izledik. "Çalışınca oluyor" destekçisi hanımteyzeler güne gitmekteler ve eh günsahibiev karşı kıyıda olunca birden uzun atlama becerilerini sergiliyorlar. Dikat edin bana poz veren laz teyze kanguru gibi sekerek yolu yarılamış ve dönüp bana poz vermiştir. Canım yahu!
Demem o ki; aynı zaman diliminde, arasında 200 m bulunan 3 adet üstgeçidi hangi engin bilgiye sahip belediye çalışanı düşünmüştür? Düşündüğünü hangi aklı selim belediye başkanı onaylamıştır? Yap emrini alan müteahhit firma neden " yahu kardeşim şimdi biz bu üstgeçitleri aynı anda yapmaya çalışıyoruz, fakat bu insanlar nasıl karşıya geçecekler? Dur biz bir trafik polisi dikelim buraya. Yayalara geçiş izni versin bari başımız belaya girmesin" dememiştir? Sizin hiç aklınız yok mu? "Çalışınca oluyor" yazmak çok basit, al ben de yazdım. Fakat yaptığın şeyi neden layığıyla yapmıyorsun?
Acaba ben karşıya geçebildim mi? Merak ediyorsunuz değil mi? Geçtim. İlk gelen nereye gittiğini bilmediğim sarı bir minibüsü durdurdum. "Beni bir sonraki üstgeçitte indirir misiniz?" dedim. Para da vermedim. Diğer geçitte indim ve geriye doğru yürüdüm. Şimdi düşünüyorum da oylarınızı verdiğiniz şu belediye, kolları sıvamış bilmemkaçyüzbininci kez yolları yaparken, bir şey yapıyormuş gibi gözükmeye çalışırken, önce değeri insana vermesi gerekirken, bir acele, dikkatsizlikle iş yapmakta? Halkın hayatının hiç değeri yok mu? Yapma kardeşim yollarımızı. Çimen ekme, Hollanda lalesi getirtme, suyu boşa harcayıp devamlı sulatma yapay çimleri. İstemiyoruz. Biz güvenli yaşamak istiyoruz. Hepsi bu. söyleyeceklerim bu kadar Hakime Hanım!
Gereğini için arz ederim!
3 yorum:
Geçen ay İzmit'e geldiğimizde benzer şeyler yaşamıştık. Ortama Fransız olduğumuz için, inşaat halinde olan ve birbirine de bağlı olmayan 2 köprü, ardından da taze asfalt dökülmüş yolun sımsıcak kaldırımından (kaldırımlarda da adım başı bağlantı çukurları vardı) ve birkaç tuzaktan daha hoplaya zıplaya gideceğimiz yere zorlukla varmıştık.
Yine aynı şeyi söyleyeceğim: İnsanlar hakettikleri gibi yönetilirler, bizim gibi haketmeyenler de karambolde kaynarlar! Önümüzdeki belediye seçimlerinde daha da yüksek oy alacaklardır bundan emin ol.
Bu arada şehir girişinde sanırım belediye başkanının cep telefonunu gösteren ve beni arayın diyen bir ilan vardı, benden de selam söyleyin :D
Bunu Özgür veya Yeşil Kocaeli'ye falan yollasana, süper olur. Hatta eğer İzmit'e dönmüş olursam, yerel seçimlerde senin de izninle bu yazıyı broşür olarak dağıtacağım. Yaparım bunu, manyağım ben.
Ehuhue
Valla Barış, adamların ustabaşları bana bi fena baktı ödüm koptu inanır mısın? Ben hiç riske girmiyim diyorum :)
Yorum Gönder