Şu son 3 haftadır hayatım bir pandomim gösterisinden farksız. Zaman zaman inanılmaz komik... Uçurumun kenarında bir ileri bir geri sallanıyorum umutsuzca... Öfkemin esiri oluyorum kimi zaman ve ben ayaklarımla yeri tekmelerken acıyor tabanlarım. Koskocaman bir yalanın ortasında kelebek stil yüzmeye çalışmam neden herkese garip gelmekte?.. Cümlelerden anladığınız şey nedir sizin ? Evet! Herşey için seni suçlamak beni rahatlatıyor. "Tüm suç senin, eğer ki gitmeseydin bunların hiç biri olmayacaktı. Ben yine kendime saygı duyuyor olacaktım. " İşte bu replik, elinde hamburger tepsisiyle masaya doğru yürüyen kızın aklından geçenler...
Kimsenin beni anlamsını beklemiyorum. Fakat insanlar beni anlamak için çaba sarfediyorlar. Ben sadece kendimi anlamaya çabalarken bir de anlayamadığım "beni" sizlere anlatmaya uğraşıyorum... Ve yoruluyorum. Yorgunum. En olmadık absürd durumlar için kendimi sorumlu hissetmekten sıkıldım. Sıkılmaktan da sıkıldım. Düşünmekten, anlatmaktan, gülümsemekten, çalışmaktan, uyumaktan, konuşmaktan, yazmaktan...
Kişinin kendisini feda etmesinin bir anlamı var mı? 25 yaşında kim kendini ne sebeple başkasının mutluluğu için feda eder? Cennete gider mi? Cennet kapılarını açar mı? Emin değilim. Her ne kadar, ben bundan sonrası için kafeste otursam da; günahkarım. Ve bunu her dakika kendime anımsatıyorum. Kimsenin bilmediği inanılmaz günahlarım var. Yüzümü kızartan... Saçma sapan... Hayali... Ama somut...Çocukça.. En büyük günahım; mutlu değilken çok mutluymuş gibi davranmak... İtiraf etsem ya herkese bunu. Kandırıyorum sizleri ey ahali. Hatta siz de kandırıyorsunuz kendinizi.
Herkes terketsin beni istiyorum. Gitsin herkes... Ben yokmuşum gibi davransın. Sanki hergün çatıdan atlayarak ölmeye çalışan , fakat ilk atlayışında öldüğünün farkında olmayan bir hayaletmişim gibi... Bu bile inanılmaz sıkıcı...
5 yorum:
Çok garip :S Bende uzun bi süredir mutlu değilim ama mutlu olmaya çalışıyorum. Yada umursamıyorum vurdum duymaz oluyorum neyse boşver salla diyorum . Ama hala mutlu değilim. Tabi bide sonuçta bişiler yapmak yaşamak çalışmak da gerekiyo. Bilmiyorum gerçektende bazen yaşamak çok zorlaşıyo galiba ;)
Her şey gerekliliklerden doğuyor zaten.. Gerekli olmak berbat bir durum.
Benim de 'birçok kişi gibi' en büyük yalanım mutlu değilken mutlu gibi görünmek. Bunu çok az kişiye söylemişimdir hayatımda, söylediklerim de pek inanmamıştır.
Birçok insan ise bunu kabullenmek bile istemez. Bu yalan, zamanla insanın kendisini kandırmaya çalışmasına geçiyor. Ama kandıramıyor, öyle olsa zaten mutlu olurdu!
Sonuç olarak hayatı dolu dolu yaşamak lazım iyisiyle, kötüsüyle, acısıyla, tatlısıyla, üzüntüsüyle, mutluluğuyla, herşeyiyle. İnsan yaşadıkça daha büyüyor ve daha güçleniyor. Daha mı mutlu oluyor? Sanmıyorum. Ama mutsuz da olmuyor ve mutlu olmak zorunda da kalmıyor.
Ne diyorum sana salla gitsin hiç birşeyi dert etme. Gençsin güzelsin akıllısın canım arkadaşım. Kurbağa prens kapıda belirecek ve mutluluğa boğacak arkadaşımı :)
Prens olmasına cidden gere(n)k yok. Kapıda olsun yeter :DDD
Yorum Gönder