Arada sırada kurcalamaktan zevk aldığım "blog action day" sitesi bugün bana 15 Ekim'i hatırlattı maille. 15 Ekim 2008 neyi mi ifade ediyor?
Genel olarak; "Blog Hareket Günü, dünya blog yazarlarını, podcast ve videocast yayını yapanları aynı gün aynı konuda yazmaları için bir araya getirmeyi amaçlayan, kar amacı gütmeyen, her yıl yapılan bir organizasyondur. Blog Hareket Günü'nün amacı, binlerce farklı insanın farklı görüş ve fikirlerini tek bir konuda odaklamalarını sağlayarak dünya çapında bir tartışma başlatmaktır." diyor sitede... Bu yıl ki konu da başlıktan da anlaşıldığı üzere "Yoksulluk"...
15 Ekim; kış aylarının ilk durağı... Yoksulluğun daha bir çıplak gözüktüğü zamanlar... Çoğumuz için olağan bir durum pek tabi. Öyle fazla ki yoksul insan, alıştık sokakta yürürken aç olduğu anlaşılan kişilerle yanyana olmaya... Toplumun bireyselleşmesiyle bencilliğin artması paralel günümüzde. Tabi bu da güvensizliği doğurmakta saklı gizli. İnsanlar bağış yapacakları kuruluşların kapısında belki defalarca düşünüyorlar paralarının hangi amaç için kullanılacağını. Peki bu sebepler var oldukça yoksulluğun önü alınabilir mi?
Yoksulluk çağımızınöylesine uzun zaman öncesinden gelen bir sorundur ki; Kuran-ı Kerim'de bunun biraz olsun engellenebilmesi için Zekât vermek, kurban keserek belirli ölçüde etini yoksullara dağıtmak, aynı şekilde bir yoksula sadaka vermek bir müslüman için büyük önem taşımaktadır. Ve kutsal kitapta bu eylemler defalarca ve defalarca belirtilmiştir insanlığa. Yine Ramazan ayında kurulan o iftar çadırları neden bu kadar fazla dolup taşıyor sizce? Çünkü yoksul ve aç insan özellikle büyük şehirlerde çok fazla. Bunlar sadece benim vermek istediğim örneklerdi. Yazdıklarım taraflı bir düşünce kesinlikle değildir. Altını çizmek isterim bunun.
Kişisel önerime gelirsem; bana göre yoksulluğu para ile değil yemek ile durdurabiliriz. Aç olduğunu ve ya üşüdüğünü söyleyen bir insana para vermek yerine yiyecek alarak yahut onu giydirerek daha verimli olur diye düşünüyorum... Belki de yoksul olmadığım için açlık hakkında hiçbir şey bilmesen yazıp duruyorum.
Sizler yine de blogactionday sitesini bir ziyaret edin derim ben.
1 yorum:
Balık vermek ve balık tutmayı öğretmek ikilemine benziyor bu durum. Madem bir çözüm öneriyoruz, bir insana yardım etmek yerine o insanı yardıma muhtaç olmaktan çıkaracak bir çözümü neden önermeyelim?
Yorum Gönder