Kendini avutmayı başaran ve sorasında "aptalım" damgasını dolu dolu ağzından çıkartmayı başaran kişilerden olduğumu asla saklayamam her ne kadar çoğu kişinin aynı düşüncede olmadığını bilsemde... Bizim (ben dahil) sorunumuz ne biliyor musunuz? Problem insanları tanıyamamamızda, yahut sadece görmek istediğimiz şekilde görmenin işimize gelmesi bizi rahatlatması... Kendi aptalığımı baz alırsam, kendim gibi gözükmem ve içimin dışımın bir olması boynuma "saf" tabelasını asmama yardımcı en büyük unsur. Bazen Allah'a şükrediyorum bunun için. "Ben böyleyim" demek bazıları için büyük kaçış yolu ise de aslında en büyük kabulleniş kişi için.
Birini tanımıştım. Küçüktü yaşı, kimselerin kötü olarak nitelendiremeyeceği, güleryüzlü normal dış görünüşüne (modern lafı daha uygundur) sahip bir kişi. Zaman geçtikçe aslında, sır kutusu açıldıkça sordum kendime: "hayır! söylediklerinle yaptıkların bir değil", "kime oynuyorsun" "bunun sebebi nedir?" Ona baktıkça ve onu dinledikçe nasl bir affallama geçirdiğimi kendime itiraf etmem aylarımı aldı... Sorgulanmaya başladım... Tepemde bir lamba, gözümün önünde şeffaf banyo perdesi, öncesinde yaptığım çoğu şeyin yanlışı ve günahı... Gelecek için ise Cennet'e gidecek bir uzun yol... Bilmediklerimi öğrenmek, hatta benden yaş ve tecrübe olarak altta olan birinden duymak şaşkınlığımı ve cahilliğime olan ayıbımı artırdıkça ben kayboldum derinlerde vs... İyi mi oldu? Evet!
Şimdi genel olarak izliyorum o ve onun gibi olan dindar fakat bunu asla belli etmeyen insanları... Hayretler içinde kalıyorum ister istemez. Yaş-meslek-statü-para-cinsiyet farketmeksizin dikkat edin arkadaşlar. Aldanmayın... İlk önce tanıyın çevenizdeki insanları sonra adımınızı atıp arkadaşlık edin. Sizi etkileyerek kör noktalara sürükleyip de kendileri partilerde fink atan dincilerden, kötü ve yalancı olup da muhteşem intiba bırakmak için elinden geleni yapan insanlara karşı hazırlıklı olup Kuran'ı kendi kendinize okuyun... Kimsenin etkisine kalmayın..
Saygılar,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder