20 Ağustos 2007 Pazartesi

"Orada Neler Oluyor " Rezilliği

Hepimiz oturup magazin programı izlemişizdir. Amaçları merak uyandırmak olan bu programlar, seçtikleri bir kitle hakkında yine kendi kendilerini seçen bir kitleye haber vermek için vardırlar. Hatırladığım kadarı ile "Sabah şekerleri" ile başlayan bu furya "Televole"msi spor programı gibi başlayıp etek altına kadar giriş yapan yapımlarla devam ederek"Canlı canlı", "Dobra dobra" hafta sonları "Harika Pazar", "Magazin D" gibi [aklıma bunlar geldi, diğerleri alınmasın] birbirinin tekrarı absürtlüklerle halen hayatımızda.

Kahvaltımı yaptığım sırada "Orada Neler Oluyor" isimli programın konuğu Nilgün Belgün'ün gülen yüzünü gördüm ve izlemeye başladım .[Bu bayanın pozitifliğine hayranım] Diğer bir konuk olarak Fatih Ürek vardı. [Bu adamı da seviyorum kim ne derse desin] Her neyse... Programın bir bölümü olarak Tuğba Özay Hanım'ın hapishane günlüğünü yayınlıyorlar. Türkiye'de tek hapis yatan bayan olan Tuğba. Acıların kadını ünvanının yeni sahibi Tuğba. Sütten çıkmış ak kaşık Tuğba işte hatırladınız sanırım. Hani CHP'den milletvekili olarak meclise girme fikri olan, orda burda türkü söyleyen, paraya para demeyen kalın manken. Tuğba 9 günde 3 kilo vermiş sayın okuyucu. Ona yemek yaptırmayıp, çamaşır yıkatmıyormuş koğuş arkadaşları. Ben bundan ciddi anlamda çok sıkıldım. Haberin içeriği eminim ki kimseleri ilgilendirmiyordur. Kaçımızın aklına geliyor gün içerisinde "acaba Tuğba hasiphanede ne yapıyor? vah vah" diye? Acıtasyon yaparak hapishane önüne adam mı toplamaya uğraşıyor bu programlar? Bu haber için ne kadar para veriyorlar Tuğba'ya? Asıl benim merak ettiklerim bunlar.

İzlediğim bir ikinci saçma ve tiksindirici haber ise geçtiğimizde trafik canavarının dişleri tarafından çiğnenmiş
Barış Akarsu. Habere göre Barış'ın bir tane gizli sevgilisi varmış. Büyük bir yaygarayla ünlü "Az sonra" lar başladı. Ön jenerik ve işte açıklama; "Erkin Koray'ın kızı Damla ile beraberlermiş"... Size de "kal" geldi mi? Ben bir kaç saniye şok geçirdim. Duruma şaşırdığımdan değil asla. Durum bir kere etik değildir. Konu kişi bir süre önce vefat etmiş, etliye sütlüye karışmayan, kendince şarkılarını söyleyen bir adam. Peki ne diye böyle bir haber yapıyorsunuz? Ayıp değil mi? elinize ne geçecek? O kadar sahillerde poposunu açmış çekmenizi bekleyen hatun varken niçin ölmüş bir adamın sözde sevgilisinden bahsediyoruz? Peki Erkin Koray'ın kızı Damla'nın eline geçecek bu haberden ve canlı yayından sonra? Tekrar ediyorum bu "ayıp" tır.

Ben Barış'ın ailesinin programı dava etmesinden yanayım. Ölen kişinin arkasından önce "vah vah Allah rahmet eylesin" sonra da "demek damla ile birlikteymişler ha? Vay anasını biz nasıl duymadık? Ya öbür sevgilisi? Ya arabadaki diğer hatunlar?" gibi iğrençlikleri canlılar üzerinde deneyin sayın yapımcılar.


Hoş olmuyor.


1 yorum:

Phateeh dedi ki...

Aman ben almıyim :)..