Sabah sabah mailbox’a düşen bir postayı paylaşmak istiyorum. Bilindik kadın dergilerinden çıkma bu yazıyı kimin yazdığını bilmiyorum “alıntı” imzasıyla geldi. Hoş bunun pek de bir önemi yok.
“İyi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın, neden mutsuz olur? Çünkü bu kadınlar başkaları için yaşarlar!
İnsan doğası almaya, tüketmeye eğilimlidir ve rahata çabuk alışır. Mükemmel kadın, her konuda başarılı olduğundan, karşısındakine yapacak bir şey bırakmaz. Armut piş, ağzıma düş! İlişkiler, paylaşım olmadan büyümez. Kadın ve erkeğin gelişimi, yaşamın getirdiği sorumluluklar, dersler ve çaba ile doğru orantılıdır. Çocuğunun okul ödevlerini kendisi yapan bir anne, evladının öğrenmesini ve yeteneklerini geliştirmesini engellediğinin farkında değildir. Aynı durum ilişkilerde de geçerlidir. Eşinin işlerini üstlenen, yapması gerekenleri onun yerine yapan, beceremediklerini bir şekilde halleden mükemmel kadın, mutsuz olmaya mahkumdur.
İlişkiler paylaşım üzerine kuruludur. Mükemmel kadın, eşinin yapacaklarını üstüne aldığında, zaferlerini de elinden almış olur. Çaba göstermek, uğraşmak için ortada sebep bırakmaz. Heyecanı, hevesi kalmayan bir eş, doğal olarak gidip, kendini göstereceği, yaratacağı başka ortamlar arar.
İnsan dediğin kusurlu olur. Hataları, yanlışları ile var olur. Mükemmellik, insana ait değildir. Kusursuz veya mükemmel kadın olmayın. Bu sizi ancak, ruhsal köle ve yaşam hizmetçisi yapar. “ |
Yazıyı okuduktan sonra her kadının kendisini “mükemmel” olarak nitelendirebileceği geldi aklıma. “vasıfsız” adıyla anılan kişi yine kendi içinde “mükemmeli” oluşturmuş ve diğer kadınlar için “vasıfsız” sıfatını kullanıyordur. Yani kısaca kimse için “mükemmel kadın” yoktur. Beklentilere göre değişen bir durumdur.
Türk kadınının okuma parçasındaki kadına uygunluğu bir nebze daha yakın sanki. Özveriyi liste başında tutan Türk kadınları ilişkilerinde, evliliklerinde çoğu zaman tam istedikleri huzuru yakalayamazlar. Bunun neden kaynaklandığını bulmak için biraz düşünmek yeterli olacaktır sanki. Çevremdeki hemcinslerimin annelerine benzediğini farkettiğimde daha bir hayli küçüktüm, evlilik öncesinde umarsız, yer yer dağınık, sorumsuz vs olanların bilinçaltında yaşayan anne davranışları evlendiklerinde gün yüzüne çıkar ve en sonunda acı itiraf gelir. Zamanında eleştirdikleri anne tavır ve bakış açısı kendilerine bir virüs gibi bulaşmıştır. Bir kadın için en belirleyici örnek annedir kuşkusuz. Özverinin hadsafhada olduğu bir anne ile büyümüş kız çocuğundan asla tam tersi bir eş duruşu beklenemez. Varsa da istisnadır diye düşünüyorum.
Peki mükemmel kadın her zaman mı terk edilir? Mükemmel kadının değerini bilen mükemmel erkekler de var tabii ki. Eşiyle alakadar, ona saygı duyup, sevgisini her daim gösteren erkek muhakkak kadının bu davranışlarını, onu mutlu etmenin kendisini de mutlu ettiğini bilecek ve yerine göre bunu taktir edecektir. Saygının olduğu her ilişki karşılıklı anlayışla beslenir.
Annemin söylediğine göre; “bir evlilikte saygı olduğu sürece sevgi kaçınılmazdır, önce saygı...” Herkes birbirine saygılı olsun efendim.
Yazının anafikrini belirtmem gerekirse; mükemmel bir eşiniz, sevgiliniz varsa kıymetini bilip başınızın üstüne koyun. Aksi taktirde mükemmel kadının terk etmesi çok acı olur bunu da bir aşifte eline düştüğünüzde anlayabilirsiniz!!! =)
1 yorum:
....yi bir eş, anne, dişi, seksi, ev hanımı, iş kadını, dost, evlat, sevgili ve daha birçok şey olan mükemmel kadın...
Var mı böyle birşey gerçekten :D
Yorum Gönder